Bohem Sanat
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bohem Sanat

Görsel Paylaşım Platformu
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ARA GÜLER ile bir röportaj

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
nunu




Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 08/09/08

ARA GÜLER ile bir röportaj Empty
MesajKonu: ARA GÜLER ile bir röportaj   ARA GÜLER ile bir röportaj EmptySalı Eyl. 09, 2008 11:01 pm

-''DEVLET SANATÇILIĞI GİBİ KAVRAMLAR ANCAK KOMÜNİST ÜLKELERDE OLUR.''
-''ÖLMEDEN BİR GÜN ÖNCE ARŞİVİMİN TAMAMINI YAKMAK LAZIM, YOKSA KİLOYLA SATARLAR ULAN!''
-''MEVCUT FOTOĞRAFLARIMDAN 5 ALBÜM DAHA ÇIKARTILABİLİR AMA LÜZUM O KADAR DA. HERKESİN TEK İŞİ GÜCÜ SEN DEĞİLSİN Kİ!"
-''100 FOTOĞRAFLA HATIRAYA KALMIŞ DURUMDAYIM AMA 80 BİN DİAM VAR DAHA KUTULARINDA BAKILMAYI BEKLEYEN.''
-''FİLMLERE, FOTOĞRAFA HOYRAT DAVRANANA TAHAMMÜL EDEMEM. HAYAT MECMUASINDA ÇALIŞIRKEN BİR SÜRÜ ADAMI ‘FİLME HÜRMETSİZLİK’ SUÇUNDAN KOVMUŞUMDUR."
RÖPORTAJ: Abdurrahman Antakyalı Türk fotoğrafının “duayen” ismi Ara Güler, 11 Kasım 2005 tarihi akşamı Çankaya Köşkü’nde düzenlenen ve devlet protokolünün hazır bulunduğu bir törenle “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülü”nü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in elinden aldı. Aşağıda tam metnini okuyabileceğiniz bu röportaj, Ara Güler ile ödülünü aldığı günün ertesi sabahı, sevgili Atila Cangır'ın Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ndeki odasında başladı, "Usta"nın davetimi kırmayıp Anadolu Ajansı Fotoğraf Servisi'ni ziyareti sırasında tamamlandı.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri'nden birine de siz layık görüldünüz. Aldığınız bu ödülü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu ödül devlet sanatçılığının üzerindedir bence. Zaten Devlet Sanatçılığı kavramına da karşıyım. Geçtiğimiz sefer 80 kişiye verildi. Şarkıcılar falan sanatçı ilan edildi. 80 kişiye verilen ödülü düşünün 5 kişiye verileni düşünün bir de. Devlet sanatçılığı gibi kavramlar ancak komünist ülkelerde olur. Oralarda göğüsleri madalyadan geçilmeyen bir sürü adam görürsünüz, ama pazarda 5 kuruşa satılıyordur o madalyalar.
Sanatçı olarak tanımlanmayı şiddetle reddediyorsunuz. İçinde “sanat” kelimesi geçen bir ödülü almak tedirgin edici mi sizin için?
Doğru. Fotoğraf sanat falan değildir deyip duruyorum millete. O zaman denmez mi "Eee... Madem öyle diyorsun da ne demeye bu Cumhurbaşkanlığı Sanat Ödülü’nü aldın!" diye. Neyse ki ödül kültür hayatına katkı yapanları da kapsıyor! Bizler görsel tarihçiyiz. Tarih, sanattan daha önemlidir bana soracak olursan. Geçtiğimiz yaz 77. yaşınızı kutladınız. Geriye dönüp "keşke şunu da çekseydim" diye hayıflandığınız çok şey oluyor mu?Çoktur be yahu, yığınla! Birçok fotoğraf olmuştur. Konunun önünden geçerken ya makinanız yoktur ya da üşenmiş, tembelliğiniz tutmuştur, çekmemişsinizdir. Bir daha oraya gittiğinizde kaybolmuştur. Doğada olay öyledir, bir daha tekrarlanmaz. Bu yaşamın realitesidir.
Eser üretenler genelde bu cümleyi kamuoyu ile paylaşmasalar da sizin "çektiklerim içinde en çok beğendiğim budur" dediğiniz bir fotoğraf var mı?
Sirkeci’de bir tramvayın önünde at arabasını çeken arabacının fotoğrafımı öyle severim. Tam anında çekilmiş bir fotoğraftır, denk gelmiş ve ben de uyanık davranmışımdır orada. Saniyelik bir olaydır. Bir saniye sonra o buluşma anı yoktur! Saniyenin 1/250'sinde fotoğraf üretiyoruz. Bir saniyenin içinde 250 fotoğraf ''an''ı var yani ve siz doğru anda üreteceksiniz. Bir dakika, öylesine çok uzun bir süredir ki fotoğraf çeken için.
Ama Allah yazısı önündeki kadınların fotoğrafı ön plana çıktı.
O çok basıldı da ondandır! 1956 yılında Edirne'de çekmiştim. Bin yerde çıkmıştır en azından, sayısını hatırlayamam. Posterlerde yer almıştır. Ondan daha mühim fotoğraflar vardır ama dediğim gibi çok baskısı yapıldığı için insanlar o fotoğrafı "en iyi" olarak görmekteler.
Ara Güler denince bu fotoğraf akla geliyor, getiriliyor. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
O fotoğraf da iyi bir kompozisyona ve düşünceye sahiptir. Çok basılmasının gerekçesi de odur.
Kenarda kalmış, insanlarla paylaşmadığınız yani gün ışığına çıkmayan önemli fotoğraflarınız var mı?
Çok var. Bunlar öne çıkanlardır. Mevcut malzemeden rahatlıkla 5 kitap daha yapabilirsiniz. Lüzumu yok o kadar da. Herkesin tek işi sen değilsin ki. Milletin işi var gücü var; karısını gezmeye götürecek, yemeğini yiyecektir. Bir fotoğrafı seyretmektense dolma yemek daha keyflidir bence de.
Fotoğraf çekiyor musunuz hala?
Tabii çekiyorum. Ama çok bozuldu İstanbul'un görselliği. Modern şeyleri çekmeyi pek sevmiyorum. Memleketin ağzına ettiler de ondan çekecek birşey kalmadı!
Çektiğiniz bir fotoğrafın ''iyi'' olduğunu nasıl anlıyorsunuz?
Deklanşöre bastığım anda çektiğim fotoğrafı kağıdın üzerinde hissediyorum. "Bu iyi fotoğraf olur" diyorum karta basılmışını kafamda canlandırıp.
Şimdi bilgisayar üzerinde bakılıyor ama fotoğraflara...
Bilgisayar da kimi zaman işimize yarıyor. Temiz baskı, renk düzeltmeleri; bunlar iyi çok iyi şeyler. Ancak esas fotoğraf negatif filme çekilen fotoğraftır benim için.
Filme çekmenin duygusal yoğunluğu mu size daha fazla geliyor?
Emeği fazla olan şeyin değeri de fazla olur. Çünkü onunla çok uğraştığınız için seversiniz ve böylece o fotoğrafa daha yakın his duyarsınız. Dijital teknolojiyi sevmememin nedeni makinelerin, cep telefonlarının, fotoğrafı dört köşe formatta çekmesi. Oysa Leica'nın 24 'e 36 'lık formatı müthiş iyi hesaplanmıştır. Çok doğru ve estetiktir o dikdörtgen. İnsan beyni ve gözü için milimetrik doğru hesaplanmıştır bu ölçü. Sevmiyorum diğer formatları.
Bir röportajınızda ''Keşke herşey deklanşöre basmakla bitse'' demiştiniz...
Fotoğrafı çektikten sonraki en ciddi sorunlardan biri, çekilen fotoğrafın seyredenine nasıl sunulacağıdır çünkü. Bu hala belli değildir. Diyelim kitaba basacaksınız, bir türlü çerçeve oturtulamamaktadır. Dik fotoğrafı iki tam sayfaya nasıl basacaksınız! Millet evirip çevirecek mi kitabı her seferinde! Yan fotoğrafı da iki tam sayfa bastığınızda aynı sorun var, fotoğraf ortadan bölünüyor, cilt çizgisi araya girip bence fotoğrafı öldürüyor. Fotoğrafta sunum olayı daha çözülememiştir. Bir de saklama derdi var çekilenleri.
Arşiviniz ile ilgili ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
O konuya hiç girme, b.ktur o iş. Hiçbir şey yaptığım yoktur o konuda.
Yapmayın! Onlar en önemli kültür hazinelerinden biri bu ülkenin...
Ölmeden bir gün önce hepsini yakmak lazım, kiloyla satarlar yoksa ulan! Türkiye'nin arşividir ama dünyadan da çok önemli fotoğraflar var.
Picasso'dan Hitchcock'a kadar...
Doğru, daha fazlası da var. Magnum'a bakarsan benim yaptığım işi yapan bir dolu adam görürsün. Şimdi arşivler üzerinde çalışmalar arttı ve bunları da internet üzerinden insanlara sunuyorlar ama ne kadarını? Philip Jones Griffith mesela... Çok iyi bir foto muhabiridir. "İnternette arayın da bakalım ne kadar fotoğrafı var?" dedim yanımdakilere, baktık o kadar az fotoğrafı var ki. Benim bildiğim birçok fotoğrafını koymamışlar mesela oraya. Sitelere koymazsan insanlar bilmiyor fotoğraflarını şimdi bir de bu halt çıktı! Kompüterde ne kadar varsa o kadar çekmişsin zannediyorlar. Binlerce fotoğrafı var fotoğrafçıların yahu."Arşivimi ölmeden önce yakmak lazım, yoksa kiloyla satarlar!"
Benim de gelmek istediğim konu buydu. Sizin sadece gün yüzüne çıkardığınız fotoğraflarınızla mı yetineceğiz?
Diğerleri orada, kutularda duruyor.
O kutularda duranları bilgisayar ortamına aktarmak için bir şeyler yapıyor musunuz?
Sıfır! Hiçbir şey yaptığım yok o konuda. Bazılarını taradık, onlarla web sitesi yapıyorlar benim için. Biraz Magnum Ajansı çalıştı üzerinde ama ne kadarını yapıyorlar ki! Topu topu 500 - 600 tane. Cartier Bresson'un adını yazıp arama yaptık taş çatlasa 500 tane fotoğrafı çıktı. Cartier Bresson saatte 500 kare fotoğraf çekiyor ulan! Gerçi işin bir de şu yönü var: Bir insan çektiği 15-20 resimle tarihe kalırsa büyük iş yapmış olur. Ben 100 resimle hatıraya kalmış durumdayım ama 100 tane değil ki hepsi, 80 bin dia var evde kutularda. Çıkartmaya korkuyorsun yerlerinden tekrar yerine nasıl koyacaksın diye.
Asistanlarınız yok mu bu işi yapan?
Ne asistanı yahu. Asistanım yok benim.
O kadar büyük bir arşivde aradığınızı nasıl buluyorsunuz?
Mesela Burma kutusunun yerini biliyorum. Baka baka kafama kazınmıştır artık. Birisi isteyince elimi atar tak diye bulurum istenilen filmi. Bazen biraz uğraştığımız oluyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KongLomerA
Admin
KongLomerA


Kadın
Mesaj Sayısı : 36
Yaş : 42
Şu Anda Nerde : ank.
Kayıt tarihi : 08/09/08

ARA GÜLER ile bir röportaj Empty
MesajKonu: Geri: ARA GÜLER ile bir röportaj   ARA GÜLER ile bir röportaj EmptySalı Eyl. 09, 2008 11:55 pm

paylaşım için çok teşekkür ederiz:) eline sağlık..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.bohemsanat.tr.cx/
 
ARA GÜLER ile bir röportaj
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bohem Sanat :: Genel Kültür :: Fotoğrafçılar-
Buraya geçin: